Birçok kişi üzerinde uzlaşılan iş fikrinin hızlıca nakde çevrilmesini istiyor. Peki bu mümkün mü? Ya da nasıl mümkün olabilir?
Son 4 senedir aktif olarak danışmanlık hizmeti verdiğim e-ticaret sektöründe gelen taleplerin büyük çoğunluğu, üzerinde uzlaşılan iş fikrinin hızlıca nakde çevrilmesini sağlayacak dahiyane pazarlama arayışlarını kapsıyor.
Bu ön tanımlı cümle, esasen her ticari faaliyetin ana kaygısını yansıtması sebebiyle "kimi okuyucularım da dahil" pazarın büyük çoğunluğu tarafından "olağan beklenti" olarak yorumlanabilir. Ancak risk yüklenebilme kültürü olarak özetlenebilecekgirişimcilik tanımı, istisnalar dışında bu beklentiyi sona saklayanların ayakta kalabilmesi üzerine kurulu.
Gelin yukarıdaki önermeyi biraz somutlaştıralım;
2006 yılında Evan Williams tarafından kurulan Twitter Dünya'nın en popüler microblogging platformu olmasına karşın kurulduğu günden beri zarar açıklıyor.
2013 yılının son çeyreğinde de bu geleneğini bozmayan sosyal medya devi, ilgili dönemde 511.5 milyon dolar faaliyet zararı beyan etti. Yatırımcıları ise güçlü büyüme potansiyeli olduğuna inandıkları şirketten vazgeçecek gibi görünmüyor. Nitekim halka arz fiyatı 26$ olan Twitter hisseleri bugün 60$'ın üzerinde işlem görmekte.
Benzer bir senaryonun Youtube için de yaşandığını hatırlatalım. Henüz 19 aylıkken Ekim 2006'da 1.65 milyar dolara Google tarafından satın alınan video devi, o dönem kasasına 1 dolar bile koyamadığı için eleştiriliyordu. Bugün Dünya internet trafiğinin %40'ını tek başına yüklenen Youtube, şimdilerde Google'ın önemli gelir kalemleri arasındaki yerini alıyor.
Yukarıdaki örneklerin çok uç noktalardan verildiğini düşünebilir ve ilk yatırım maliyetlerinin geri dönüşü için hızlı reaksiyon gösterecek pazarlama planları olmadan dijital projelerin ayakta kalamayacağını söyleyebilirsiniz. Böyle düşünenlerdenseniz konuyu bir de bizim coğrafyamızda yorumlayalım.
Türkiye'deki başarılı projelerin hemen hemen hepsinin ABD ve Avrupa'da ispatlanmış iş modelleri olduğu düşünüldüğünde tüketim alışkanlıkları hızlıca değişen, kur riski ile fazlaca muhatap olan ve ödeme tercihleri kredi kartı taksit düzenlemeleriyle tekrar şekillenebilen bir coğrafyada parlak bir fikrin fizibilitesine çalışmak gereksiz bir çaba olabilir. Nitekim doğru iş modelini seçip, Türkiye'ye uyarlamak da ciddi bir öngörü ve muhasebe işidir. Örneğin infoshop ismiyle 1998 yılında kurulan ve başka bir grup tarafından satın alındıktan sonra ismi Hepsiburada.com olarak değiştirilen, ABD merkezli amazon.com'un başarılı uyarlamasını pazara yerleştirmek ve para kazanmak için doğru zamanı beklemek de muazzam bir başarı örneğidir.
Yukarıda hem global hem de yerel perspektiften bakarak özetlemeye çalıştığım yeni iş fikirlerinin gerçek girişimcilik ruhuyla pazarda yer edinmesi "zaman ve strateji" bağımlı bir olgudur.
Türkiye'de olsa inanıyorum ki hiçbir girişimcinin reddedemeyeceği 3 milyar dolarlık facebook teklifini elinin tersiyle iten Snapchat kurucuları da kendi öngörüleri uyarınca doğru zamanı bekleyen girişim idealistleri veya bundan birkaç sene sonra ellerinde 10 milyar dolarlık bir değeri tutuyor olmayı uman ticaret dehalarıdır.
Geçen hafta duyurulan 19 milyar dolarlık Whatsapp satın almasının akabinde dünyanın dört bir yanında bilgisayarlarının başına geçip "mobil mesajlaşma uygulaması" geliştirmeye çalışan ve başarısını çıktığı dönemde GSM operatörlerinin ücretli SMS hizmetlerini internet servisi üzerinden ikame etmesiyle sağlayan Whatsapp'ın "doğru yerde ve doğru zamanda" bulunmasına borçlu olduğunu unutan hayalperestler ise yakın gelecekte yatırım zamanlaması ve stratejik pozisyonlanmanın önemini "yüklü bir zaman maliyeti" ile öğrenecekler.
Dijital çağda fikrinizin milyon dolarlık bir başarı öyküsüne dönüşmesi onu herkesten önce hayata geçirirken para kazanma telaşınızı yenip, doğru zaman için dengeli hareket planları üretmenize bağlıdır. Aksi halde yapılan hiçbir iş planı, prematüre bir girişim denemesi olmaktan öteye geçemez.
Melih Andıç
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder