9 Tip Facebook Kullanıcısı - Siz hangisisiniz ?

Facebook 1.11 milyar kayıtlı kullanıcıdan daha fazla kişiye ev sahipliği yapıyor. Aynı sayıda da farklı karakter ve davranışta kişi.

Sosyal medyadaki davranışlarınız ve aktiviteleriniz çoğu zaman karakterimizin de bir yansıması.

Peki sizin karakteriniz hangisine uyuyor. Siz nasıl bir Facebook kullanıcısısınız? Haydi listeye birlikte göz atalım:

Dijital pazarlama firması Optify’ın yaptığı araştırmaya göre bunlardan birkaçı şöyle: Avcı, sıradan, Başkasından paylaşan, marka pazarlamacı, korkak, muhafız, oyuncu..

Chip’de yayınlanan listede ise daha fazla karakter mevcut:

Sadık paylaşımcı: Gördüğünüz her şeyin Facebook’da paylaşmaya değer olduğunu düşünüyorsunuz. Çocuğunuzun ağzında çerezlerle uyuduğunu Facebook’da duyuruyor, bunu ispat etmek için bir fotoğraf da ekliyorsunuz. Sıcak bir çayın boğaz ağrınıza ne kadar iyi geldiğini bütün dünyanın bilmesi gerekiyor.

Ortalık karıştıran: İnsanların duvarlarına onları kandırmaya yönelik şakalar yazmak hoşunuza gidiyor.

Narsist: Facebook’a birşeyler yazmak için giriyorsunuz. Sadece bazen sizin yazılarınıza cevap verenlere cevap veriyorsunuz. Hepsi bu kadar.

Çekingen obur: Yemek yapıyorsunuz. Ancak onları tüketmeden önce dikkatle fotoğraflarını çekerek paylaşıyorsunuz.

Utangaç oyuncu: Sizin ve arkadaşlarınızın duvarları, dijital paralardan oluşan renkli gönderilerle dolu.

Arşiv memuru: YouTube’da dolaşarak durmadan müzik hazinesi arıyorsunuz.

İyiliksever: Herkesin hedeflerinin farkına varmasını, iç huzurlarını elde etmelerini ve mutlu olmalarını ümitsiz bir biçimde istiyorsunuz. Herhangi bir şey satmak gibi bir amacınız da yok.

Vaazcı: Üsttekine oldukça benziyor, ancak dini konularda konuşuyor, kutsal kitaplardan alıntılar yapıyorsunuz.

Utangaç emekli: Facebook’da yaptıklarınız arasında haftalar veya aylar bulunuyor.

Mücadeleci: Bir konuda imza topluyorsunuz ve amacınızı gerçekleştirmek için son derece kararlısınız.

Müzisyen: Bir veya birkaç müzisyenle beraber gerçekleştireceğiniz gösteri yaklaşıyor.

Gevezelik abidesi: Yakın ailenizle bile konuşmadığınız kadar çok sözcüğü bir kerede, bir yorumun içerisine sığdırıyorsunuz.

Eğlenceci: Her Facebook arkadaşınızın doğum gününü özenle, bir bir kutluyorsunuz. Bunlara “yanlışlıkla” eklediğiniz, sevmediğiniz kişiler de dahil.

Kayıp evsahibi: Asla kullanmadığınız bir Facebook hesabı oluşturdunuz.

Kayıp evsahibi 2: Hiç kullanmadığınız bir Facebook hesabınız var ve bu hesabınızda duvarınıza yazan arkadaşlarınız var. Ancak bu duvarla uğraşacak haliniz yok.

Arkadaşçıl: Duvarınızda diğer Facebook kullanıcılarıyla arkadaş olduğunuzdan başka pek bir şey yok.

Hayalet: Profil de neyin nesi? Son gönderiler nerede?

Deli: 1990 ve 2000′lerde e-posta’ları topluca ileten kişiler, şimdi benzer işi Facebook’da yapıyorlar. Bundan vazgeçmeye niyetleri de yok.

Borçlu: Size birşey verecek, sizi gezdirecek veya size bir şeyler önerecek birini arıyorsunuz.

Verici: Bedavaya, bilet gibi şeyler dağıtmak istiyorsunuz.

Umursamaz yazıcı: Dil bilgisi kurallarına dikkat etmek sizin için zahmetli ve faydasız bir iş.

Konum muhabiri: Nerede yemek yediğinizi, nerede, kiminle eğlendiğinizi herkesin bilmesini istiyorsunuz. Ancak niye bu kadar çok eğlendiğiniz hakkında bir şeyler yazmıyorsunuz.

Kendi reklamını yapan: Blog’unuzu düzenli olarak güncelliyorsunuz ve Facebook’a yazmanızın tek nedeni, blog’unuzun güncellendiğini bildirmek.

(Sanırım bu benim ")

Müze müdürü: Hiç kimsenin duvarı bir sanat galerisi olmadığından bu boşluğu hiç durmaksızın, usanmaksızın siz dolduruyorsunuz.

Çapkın: YouTube’dan paylaştığınız tüm videolar “bir kız için“. Ama bu kızın kim olduğunu söylemekle uğraşmıyorsunuz.

Kışkırtıcı: Kısa, belirsiz ifadeler veya cümlelerle yazılan cevapları provoke etmeye çalışıyorsunuz.

Seri beğenici: Anlaşıldığı gibi, beğenmediğiniz şey sanki yok.